Stevia ile ilk kez Türkiye?de daha çok bilinmeden önce, Yüksek İhtisas Hastanesinde staj yaptığım sırada gelen bir poliklinik hastası sayesinde tanıştım. Kendisi Antalya?da stevia yetiştirdiğini ve birkaç ay içerisinde Türkiye?nin bu bitkiyi tanıyacağını, Güney Amerika?dan getirttiğini söyledi. O zamanlar bilimsel çalışmaları görmeden inanmak istemediğimiz bu bitki üzerinde şu anda pubmed adlı sitede yapılmış 149 adet çalışma bulunmakta. Yapılan en eski çalışma 1968?lerde kadar uzanmakta.
Önce sakarin sonra aspartam ve asesulfam K son olarak da tatlandırıcı dünyasına stevia eklendi.
Sakarinin kullanımı ülkemizde oldukça yaygındı. Hala da yaygınlığını korumakta. Fakat hamilelerde bebeğe geçiş olduğu için kullanımı yasak. Ayrıca içeceklerde metalik bir tat bıraktığı için ağzınız bu tada alışana kadar tatlar yadırganmaktadır.
Bunun üzerine aspartam ve asesulfam K piyasaya sürüldü. Özellikle diyet içeceklerin içerisinde bu ikiliye oldukça sık rastlamaktayız. Piyasada ise aspartamın toz ve tablet şekilleri satılmakta. Aspartama fenilalanin bazlı olduğu için fenilalanine duyarlığı olan bireylerin (fenilketonürili bireylerde) kullanması yasak. Soğuk içeceklerde herhangi bir tat değişikliği yapmamasına rağmen sıcak içeceklerde metalik bir tat bırakabilmekteler. Tatlı yapımında da kullanılamamaktadırlar.
Stevia ise doğal bir tatlandırıcıdır. Asıl adı Stevia Rebaudiana olan boyu 60-90 cm arasında olan küçük bir çalı türü olan bitki özellikle Güney Amerika?da yetişmektedir. Bitkiyi Japonya 1970?li yıllarda keşfetmişler ve kendi ülkelerinde de yetiştirmeye başlamışlardır. Özellikle nemi seven bu bitki ortalama 25 C de yetişebilmektedir.
Sevia şekerden diğer tatlandırıcılar gibi 200-300 kat daha tatlıdır ve 20 gramı 100 gram toz şekere eşittir.
Soğuk, sıcak herhangi bir içecekte tat bozulması olmaz ve pişirilebilir bir tatlandırıcıdır. Yaptığınız tatlıların daha düşük kalorili olmasını istiyorsanız kullanabilirsiniz.
splenda hakkında ne düşünüyorsun özgecim