Bu kez ayın konuğu Buett. http://stylebybuett.blogspot.com/ adlı blogun sahibesi hem stil sahibi hem de harika bir fiziği var. İkisinin birleşimi tabiki takip etmeden duramayacağımız blogunu oluşturuyor. Buett’in blogunun takipçileri sağlıklı beslenme ve spora ilgisi olduğunu ve bunu hayatına adapte ettiğini görmüştür. Acaba Buett nasıl besleniyor, hangi besinlerle formda kalıyor? Bu güzel görsel ve cevaplar için Buett çok teşekkür ediyorum.
Merhaba Buget, biliyoruzki Amerika’da beslenme Türkiye’deki gibi değil. Hazır gıda sektörü çok gelişmiş ve çok tercih ediliyor, büyük porsiyonlar ve yağlı besin tüketimi fazla. Amerika’da yaşayan bir blogger olarak beslenmene nasıl dikkat ediyorsun?
Ben Türkiye?de yaşarken de sağlıklı beslenmeye cok öçen gösteren bir insandım; o yüzden buraya yerleştiğimde kendi yeme düzenimde hiçcbir sey değiştirmedim. Sanırım en önemli şsey iradeli olabilmek. Yıllardır her gün aynı şeyleri tüketiyorum. Uzun yıllardır da çok yoğun spor yaptığım için benim beslenme düzenim saglikli ve çok yemek. Kahvaltıda bir büyük kase steel-cut oats denilen, normal yulafa gore iki katı lif ve protein içeren bir yulaf çeşidi yiyorum. Yanında bir küçük kase yağsız yoğurt, ve o gün evde ne meyve varsa (muz hariç, onu spor öncesine saklıyorum) onu tüketiyorum. Zaten yulaf 3-4 saat beni tok tutuyor. Gün içinde ben sürekli atıştırırım; en cok tüukettiklerim organik şekersiz fıstık ezmesi, meyve ve çiğ badem, ceviz. Tatlı hiç tüketmediğim için, şeker ihtiyacımı sadece meyveden alıyorum. En çok yediğim meyveler elma, greyfurt, çilek, blueberry, ananas, mango, kivi. Öğle ve akşam yemeklerinde genelde aynı şeyi yiyorum. Büyük bir salata yapip o gün canim ne isterse içine koyup tek bir seferde tüketiyorum. En koyu yeşil yapraklı marul, ıspanak, kale sebzesi, brokoli, havuç, kereviz sapı, karnıbahar, turp, sarı kabak genelde kullandığım sebzeler. Bunların hepsini (karnıbahar hariç) çiğ tüketiyorum. Karbonhidratı en cok haşlanmış kuru fasulye (kuru fasulye yemeği olarak degil, sadece haşlanmış hali) quinoa ve kamuttan alıyorum. Bunların hepsi yüksek miktarda protein ve lif içeriyor. Genelde salataya katıyorum. Bir de çiğ, kırılmış kuru yemiş koyup zeytinyağı-balsamik sirke sosu ile yiyorum. Akşamları salatamın porsiyonunu biraz küçültüp yanında küçük bir balık ya da tavuk göğsü yiyorum. Bunun dışında spordan çıkınca protein tozu kullanıyorum. Ve de son olarak su su su. Ben çok su kaybettiğim için sporda genelde gün içinde 3 4 litre belki daha bile fazla su içiyorum.
Senin gözlemlediğin Amerika’da beslenme nasıl ve şişmanlık ile ilgili hangi çalışmalar yapılıyor?
Benim gözlemlediğim kadarıyla su an Amerika?da inanılmaz bir bilinç gelişmekte saglıklı beslenme ve spor ile ilgili. Her köşe başı spor salonu, sunulan programlar, eğitimler ve fiyatlar karşı konulamaz derecede uygun. Sağlıklı gıda marketleri (health food stores) hergün çoğalıyor. Bu marketlerin teması sadece katkısız, doğal ürünler satmak. Biliyorsunuz ki Amerika?nin en büyük problemlerinden biri aşırı et tüketimi ve hazır gıda. Bu marketler bunu en aza indirgemeyi amaçlıyor. Bedavaya ya da cüzi bir miktara katılabileceğiniz evde sağlıklı yemek pişirme yöntemlerini öğreten programlar yapıyorlar. Vegan/vejetaryen restoranlar, kafeler her gün artıyor. Ben Güney California?da yaşıyorum ve burada insanlar dış görünüşlerine inanılmaz düşkün. Sağlıklı ve fit olmak bir çok insanın hayatının odak noktası. Sabah 5 de 6 da spor salonuna gidin zannedersiniz aksamüstü 5, öyle kalabalık. İnsanlar ise gitmeden önce 1 saatlik sporunu uykusundan fedakarlık edip sabaha sıkıştırıyor. Benim gittiğim spor salonu 24 saat açık insanlara olanak verebilmek için. Belki de ben bu çevrede çok fazla bulunduğum, ilgilendiğim için böyle şeyler dikkatimi çekiyor, farkediyorum.
Daha önce kilo verme deneyimin oldu mu? Nasıl uyguladın?
Daha önce kilo verdim fakat hiç bir zaman şok diyet gibi şeyler uygulamadım. Yukarda yazdığım şeyleri aynen tüketip, öğünlerimin porsiyonlarını kücülterek kilo verdim. Hiçbir zaman kalori hesabı yapmadım, kalorinin nereden, şekerden mi, proteinden mi, karbonhidrattan mıi geldiğine önem verdim.
Sence yemek yemek bir zevk mi gereklilik mi? En sevdiğin vazgeçemediğin bir besin var mı?
Benim için yemek yemek vücuduma gerekli besinleri koymaktan ibaret. Yani zevk değil. Ama bana zevk veren de bu zaten, nasıl daha sağlıklı beslenebilirim. O yüzden dışardan tüketmek yerine genelde evde kendim pişiriyorum yemekleri. Canım kurabiye istiyorsa sırf beyaz un yerine kepekli un ve yulafı karıştırıyorum, şeker yerine bal koyuyorum. Hiç olmazsa içimin rahat ettiği birşeyi yemiş oluyorum. Vazgeçemediğim tek şey de fıstık ezmesi. Onun da doğal fıstığı sadece ezme makinesinden katkısız bir şekilde geçirilmiş halini yiyorum.
Blogundan gördüğümüz üzere düzenli spor yapıyorsun. Kaç yıldan beri spor yapıyorsun, profesyonel yardım alıyor musun?
Küçüklüğümden beri spora hep düşkündüm ama kilomu koruma amaçlı spor salonlarında yaptığım antremanlar yaklasik7-8 senelik. Genelde haftanın 6 ya da 7 günü ordayım. Hatta blogda bir postumda spor programımı paylaştım, bu linkde bulabilirsiniz. Ortalama bir buçuk saat spor yapıyorum. Ama onun dışında sauna, jakuzi kullandiğim için daha fazla vakit geçiriyorum orada. Bu kadar vaktin nereden geldiğini sorarsanız, hayatımdaki başka şeylerden fedakarlık yapıp oraya gidiyorum. Profesyonel yardım hii almadım fakat benim şansim eşim ve abim ikisi de yıllardır spor dunyasının fazlasıyla içinde. Beni eğittiler yıllar içinde ve de kendim çok okudum, eğitimlere katıldım, kendimi geliştirdim sürekli. Hala devam ediyorum geliştirmeye.
Son olarak Kelebek Diyeti takipçilerine beslenme ve spor ile ilgili bir kaç tavsiyen var mıdır?
Sağlıklı beslenme ve sporu kısa süreli yapılan bir program yerine bir hayat tarzı haline getirmek bence çok önemli. Herkesin vücut tipi, metabolizması, vücudunun besinlere verdiği tepki farklı. Bu nedenle kendinizi başkaları ile kıyaslamak yerine kendi kendinizin rakibi olun. Ve de asla vazgeçmeyin! Bu isin püf noktası sabırlı olmak. Sakin sakın, adım adım istediğiniz sağlıklı vücudu elde edememeniz için hiçbir sebep yok!